Tüm aile üyelerinin bir araya geldiği kalabalık sofralar ve iştah kabartan, birbirinden enfes lezzetler ile Ramazan Bayramı kapıya dayandı.
Tüm aile üyelerinin bir araya geldiği kalabalık sofralar ve iştah kabartan, birbirinden enfes lezzetler ile Ramazan Bayramı kapıya dayandı.
Bayram gezmelerinde ardı kesilmeyen ikramların, besin tüketim miktarında artma eğilimine neden olduğunu hepimiz yakinen biliyoruz. Bu dönemde, psikolojik kökenli yeme bozukluğu davranışlarında da artış görülebileceğinin altını çizen Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, diyet-fazla yeme döngüleri içinde olan kişilerin yemek ve kiloyla ilgili kaygılarının, özellikle bayram dönemlerinde daha da arttığını dile getirdi.
Ramazan ayını yolcu ettiğimiz şu günlerde, gözlerimize bayram ettiren lezzetleri ve gönüllerimizi coşturan heyecanı ile Ramazan Bayramı’nı kucaklamak adına sabırsızlanıyoruz. Tüm sevdiklerimizin bir araya geldiği sofralar, birbirinden enfes tatlılar, kızartmalar, hamur işleri… Kimi için ağız sulandıran bu detaylar, kimisi için ise kabus olabiliyor.
Özel günler yeme bozukluğunu tetikliyor
Bayram, yılbaşı, doğum günü ve benzeri özel dönemlerin, yeme bozukluğu olan kişiler için oldukça zorlu geçtiğini belirten Psikolog Dr. Feyza Bayraktar, bol yemekli seyreden bayram daveti süreçlerinin özellikle yeme bozukluğu olan kişiler için bir risk teşkil ettiğini söylüyor. Bayraktar, bu döneme ilişkin açıklamalarına şöyle devam ediyor: “‘Çok zayıfsın, azıcık ye’ ya da ‘Kilo almışsın, yüzüne renk gelmiş’ gibi söylemlere maruz kalmak, yeme bozukluğu davranışlarını tetikleyen etkenler arasında yer alabilir. Anoreksiya Nervoza, bulimiya nervoza, tıkınırcasına yeme bozukluğu, duygusal yeme ve diğer tüm yeme bozukluğu problemi olan kişilerin benzer sorunlarla karşılaştığı bu süreç, yemek karşısında kontrolü kaybetmekten korkup ‘Ne olur azıcık ucundan al, benim baklavam kimseninkine benzemez’ gibi ısrarlara karşı verilen mücadeleler ile geçebilir. Öte yandan, ısrarlı ikramlara “Hayır” demek, eve dönünce gizli ve daha fazla yemeyi de tetikleyebilir.”
Sınır koymayı ve “hayır” demeyi bilmek gerekiyor
Bayram süresinde gidilen tatillerde yer alan açık büfe mutfakların, sayısız yemek çeşidi arasında kontrolü kaybetme korkusunun, günlük yeme düzeni ve egzersiz yapma rutininin bozulması gibi etmenlerin de, yeme bozukluğu davranışını tetikleyen faktörler arasında yer aldığını belirten Bayraktar, “Yeme bozukluklarının başlıca sebeplerinden bir tanesinin, ‘Hayır’ diyemeyip kendi ihtiyaçlarını dile getirememek ve diğer insanlara sınır koyamamak olduğu göz önünde bulundurulursa, bol ısrarlı ve bol ikramlı seyreden bayram süreçlerinin, yeme bozukluğu olan kişiler için zorlu geçebileceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle akraba ziyaretlerinde, beden şekli ve kilosuna dair yapılan yorumlar karşısında, kişinin mutlaka sınır koymayı denemesi, diğer insanların yorumları karşısında onlara ne hissettiğini söylemesi ve onları yaptıkları yorumlara dair uyarması da kendi iyileşme süreci için oldukça etkili bir adım olacaktır” açıklamasında bulundu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı