Gündem

Egeli akademisyen Prof. Dr. Yıldırım ve ekibinden yeni bir bitki türü keşfi

Balan Dağları’ndan yeni bitki türü “Balan Sümbülü” Egeli akademisyen Prof.

Egeli akademisyen Prof. Dr. Yıldırım ve ekibinden yeni bir bitki türü keşfi

Balan Dağları’ndan yeni bitki türü “Balan Sümbülü”

Egeli akademisyen Prof. Dr. Yıldırım ve ekibinden yeni bir bitki

türü keşfi

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Yıldırım, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Köyceğiz Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Dr. Kenan Akbaş ve doktora öğrencisi

Tuğkan Özdöl’ün ortak çalışmasıyla yeni bir bitki türü literatüre kazandırıldı.

Muğla’nın Ula ve Marmaris ilçeleri arasında kalan bölgede uzanan Balan

Dağları arasında bulunan yeni bitki türüne “Balan Sümbülü” ismi verildi.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Prof. Dr. Hasan

Yıldırım ve ekibini tebrik ederek başarılar diledi. Prof. Dr. Budak, “Fen

Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Hasan Yıldırım, ülkemiz

endemik bitki çeşitliliğine önemli katkılarda bulunuyor. Hocamız bilim

dünyasına sayısız yeni bitki türünün keşfini kazandırdı. Kendisini ve ekibi tebrik

ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi

Balan Sümbülü, Muğla Akyaka’da yaşayan zeytinyağı üreticisi ve bitkiler

üzerine amatör çalışmalar yapan doğasever Buse Topçuoğlu tarafından saha

çalışması esnasında keşfedildi. Bu bitkinin mevcut türlerden farklı bir tür

olduğundan şüphelenen Buse Topçuoğlu, daha sonra bulduğu bitkiye ait detaylı

fotoğrafları ve materyalleri Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Yıldırım’a ulaştırarak, bilimsel bir çalışmanın

başlangıcını yaptı.

Ortak çalışmayla bilim dünyasına kazandırıldı

Keşif süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yıldırım, “Buse

Topçuoğlu’nun bana ulaştırdığı bitki türünün şuana kadar literatürde mevcut bir

bitki olmadığı fark ettim. Daha sonra Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Köyceğiz Meslek Yüksekokulundan Öğr. Gör. Dr. Kenan Akbaş ve doktora

öğrencisi Tuğkan Özdöl ile beraber ortak bir çalışmaya başladık. Tam üç yıl

süren araştırma ve popülasyon sınırlarını belirleme çalışmalarından sonra

makalesi yazılarak, merkezi Yeni Zelanda da olan, Taksonomik Botanik alanın

önde gelen bilimsel dergilerinden biri olan ‘Phytotaxa’ isimli bilimsel dergide

makalemizi yayınlayarak türü, bilim dünyasına tanıttık. Bilimsel ismini bitkiyi

keşfeden Buse Topçuoğlu’na atfedilerek “Leopoldia buseana” olarak

isimlendirirken Türkçe ismi ise yayılış gösterdiği dağ silsilesinden yola çıkarak

“Balan Sümbülü” şeklinde belirledik” dedi.

“Cinse ait tüm türlerin yarısından fazlası Türkiye’de”

Morbaş (Leopoldia) cinsinin dünya genelinde 29 türle temsil edildiğini

ifade eden Prof. Dr. Yıldırım, “Cinse ait türler Akdeniz havzasında, Orta Doğu 

ve Güney Avrupa, Kafkasya ve Asya’da doğal bir yayılışa sahiptir. Cinsin

çeşitlenme ve gen merkezi Batı Anadolu ve Ege adalarıdır. Bu bakımdan Muğla

ili Leopoldia cinsi için oldukça önemli bir alandır. Dünya genelinde bu cinse ait

tüm türlerin yarısından fazlası Türkiye’de doğal olarak yayılır. Yeni keşfedilen

Balan Sümbülü ile cinsin dünyadaki tür sayısı 30’a ülkemizde ise Leopoldia tür

sayısı 16’ya yükselmiştir. Ülkemizdeki endemik Leopoldia tür sayısı ise 9’a

çıkmıştır” dedi.

“Orman yangınları türün yok olmasına neden olabilir”

Balan sümbülünün yayılış gösterdiği topraklara da değinen Prof. Dr.

Yıldırım, “Muğla’da Balan Dağları üzerinde yayılış gösteren Balan sümbülü,

serpantin olarak bilinen krom, magnezyum ve demir gibi bazı ağır metalleri

bolca bünyesinde barındıran topraklar üzerinde yayılış gösteriyor. Bu ekstrem

toprak ve kayaç yapısına uyum sağlayıp yaşamını sürdüren Balan Sümbülü

ayrıca Marmaris ilçesi Hisarönü ve İçmeler mevkiinde, yakın zamanda büyük

bir yangın geçiren alanlarda da yayılış gösteriyor. Popülasyonlarının

bulundukları alanlarda yapılan çalışmalarda, özellikle sahanın gerek yangın

geçirmesi ve gerekse de yangın geçirme potansiyelinin yüksek olması ve bu

nedenle de orman yolu açma çalışmalarının yoğun olmasından dolayı habitat ve

popülasyondaki bitki tahribatının yüksek olduğu görülmektedir” diye konuştu.

Prof. Dr. Yıldırım, türün bulunduğu alanın kızılçam orman içleri ve

açıklıkları olduğunu, gerek yol çalışmaları gerekse orman yangınları için

potansiyel bir alan olmasından dolayı bu türün geleceğine ilişkin endişeli

olduklarını ifade etti. Ayrıca Prof. Dr. Yıldırım türü kaybetmemek adına koruma

çalışmalarına yönelik stratejik hedeflerin ortaya konulması ve yerel yönetimlerle

beraber bu çalışmaların en kısa sürede yapılması gerektiğini vurguladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL